12 Temmuz 2011 Salı

Co-sleeping (birlikte uyuma*) maceramız sona mı eriyor?


Ata çok yakında iki yaşını dolduracak. Dolu dolu 22 aydır bizimle birlikte aynı odada uyuyor.
Dün akşam yanına uzanıp masal dinletip sırtını sıvazlarken aklıma pek çok düşünce geldi. İlki işte buydu, birlikte uykuya dalmak ve onun güzelliği rahatlığı.

Ata’ nın uyku saatinde hep birlikte yatağa gidiyoruz. Biraz sohbet, biraz gece yoklamasının ardından son günlerde dinlediğimiz masalın bitmesiyle uykuya dalıyor(uz). Eğer günün yorgunluğundan baygın düşmüşsek evet, birlikte gerçekten uykuya daliyoruz. Yok öyle değil, eğer çok yorulmamışsak Ata uyuduktan sonra baş ucumuzun yanında duran karyolasına alıp uykusunu kendi yatağında devam ettiriyoruz.

Dün gece oğlumu uyuturken aklıma gelenlerden biri de buydu; sakin sakin uyu(t)manın kişiliğine olan pozitif katkısı... Bebekle aynı odada uyumak sakıncalı mı? Bebekle uyumak zarar verir mi? Gibi soruları uzmanlara danışarak yanıt aradık. Yapılması gereken de buydu. Uykuyu asla sinir harbine çevirmemek ve ben de çiverimedim. Memede uyumak isterse memede, pışpışla uyumak isterse kucakta, yanımda uyumak isterse yanımda… O minicik adamı kurallara hapsetmeden, isteklerine ve doğasına saygısızlık etmeden uyuttum.

Acaba uyku bir sinir harbine ve inada dönüşseydi ne olurdu diye düşünmeden edemiyorum. Ata nasıl bir çocuk olurdu? Çok eminim ki; sakin ve huzurlu bir çocuk olmazdı. Güven ve saygı konusunda ebeveynleri tarafından özenli davranıldığı için kendine güvenmeyi ve saygı duymayı öğrenen bir çocuk oldu bence.

Yine dün gece, yatağına yatarırken “anne, al beni” dedi ve tekrar kollarıma aldım. Biraz daha vakit geçirdik ve tekrar yatağına bıraktım. Ata 6 aylıkken bunu yaşasam kendini ağlayarak ifade edebilecekti. İnad edip, ağlamasına bir şekilde dayanıp, “kendi yatağında uykuya dalmayı öğreneceksin yavrum!” diye kassaydım ne olurdu? Bir kere kendini ifade edemeyen bir insana çok ayıp etmiş olurdum. Sonra ciddi bir saygısızlık., ardından yoksunluk sendromu, daha sonra ise özgüven ve özsaygı oluşumunda hasar bırakma durumu olabilirdi. Bunların ileride nelere sebep olabileceğini az çok tahmin ediyorum.
O neden oğlumla anlaşa anlaşa, itiş kakış yaşamadan bir ilişki kurmayı yeğlediğim için acayip mutluyum. Şu hayatımda yaptığım belki de en iyi şey bu.

Tartışılanın aksine, Ata'yı gece yarıları bebek odası yatak odası arasında mekik dokumaktan usandığım için değil, daha doğurmadan çok önce bizimle birlikte uyutmaya karar verdiğimiz için co-sleeping(*) uyguladık. Özgüvenin yolu anne-babay güvenmekle başlar ve özsaygı olmadan verilen özgüven bir işe yaramaz. Özsaygının başlangıcı ise bebeğin istek ve ihtiyaçlarını iyi kavrayıp, gerekli olanı nazikçe yerine getirmekten geçiyor, bu bilimsel bir gerçek.

Artık iki yaşına günler kaldı ve odasında kendi başına uyumaya başlamasını planlıyoruz. Bakalım odasında nasıl uyuyacak minik delikanlım. Amma velakin, bu birlikte uyuma işi Ata için öyle faydalı oldu ki… Herkese tavsiye ederiz. :)

(*)Birlikte uykuya dalma

2 yorum:

  1. BİZ 32 AYLIĞIZ VE BERABER YATIYORUZ. BEN DE ARTIK ODASINDA YATMASI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM.
    ŞİMDİ AKLIMA TAKILAN ŞU? ACABA BİZİM YATAKTA DALSA SONRA BEN ONU ODASINA TAŞISAM, SABAH ODASINDA UYANDIĞINDA NE DÜŞÜNECEK?

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Aylin,

    Özgüveni gelişmiş, sakin, huzurlu ve sevgi dolu bir çocuk yetiştirdiğiniz için öncelikle sizi, seni ve Çağatay'ı tebrik ederim. Ata'ya bakıldığında bu net olarak görülüyor zaten, o çok şanslı bir çocuk, tabii siz de öylesiniz:)
    Rüzgar 26 aylık ve ben hala onu kucağımda uyuttuktan sonra yatağına taşıyorum. Bunun çok "doğru" olmadığını düşünsem de, bu konuda sık sık eleştiri alıyorum, başka türlüsünü denemedim bile... Etrafımdaki kimseyi dinlemediğim gibi, bu konuda bir uzmana da danışmadım, sadece içimden gelen sesi dinledim. Bir ilgisi var mı bilmiyorum ama sakinlik ve huzur konusunda birşey diyemesem de, özgüveni tavan yapmış bir oğlum var, ne de olsa evin reisi o:) Çocuklarını uyumaları için yataklarına bırakıp giden anneleri asla eleştirmiyor, yargılamıyorum, aksine imreniyorum bile ve çok şanslı anneler olduklarını düşünüyorum. Ben bunu yapamadım, yapmaya çalışmadım. Şimdi tek düşüncem, Rüzgar'ı kucağımda taşıyamayacak duruma geldiğinde nasıl uyutacağım:)

    Umarım çocuklarımızı büyütürken herzaman ilk önceliğimiz sevgi ve saygı olmaya devam eder.

    Minik Ata'ya ve size sevgilerle
    Lerna

    YanıtlaSil

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsan durma, yaz. Haydi yorumla :)