Uzmanlara göre insanın psikolojik yönden doğumu uzun yıllar süren bir zaman dilimi...
Şöyle ki;
ilk 6 ay bebek arzu doyumu içindedir. Emmek, uyumak, gazının çıkması, kaka yapması, okşanma - temas ihtiyacı gibi arzuları vardır.Bunların doyurulumasını bekler.
7.ve 8. aylarda anneye dokunma, ona anne deme, kulağını çekiştirme, saçını yolma gibi eylemler başlar. Bunun nedeni bebeğin artık kendi bedeni dışında başka bir bedenin varolduğunu anlama çabasıdır.Artık karşılaştırma yapmaya başlamıştır.Annenin gözü var, kulağı var, annenin saçı var, annenin tokası var... gibi. Anne olan ile anne olmayan arasındaki farkı bu şekilde anlarken, annesinin kokusunu, sesini ve varlığını daha iyi kavrar. Yüz okuma konusunda uzmanlaşır.Okuduğu duygu durumlarına göre o da tepki verir.Gülümseyen yüzlere gülümser, gergin yüzleri görünce o da gerilir vb.gibi... Annesine güvenli olarak bağlanan bebekler, bu aylarda yabancıları ayrıt edebilirler.Güven düzeyi düşük bebeklerde bu tepki ağlama, haykırma vb gibi de olabilir diyor gelişim psikologları.
6-10. ay arasında ayrılma ve birleşmeyi öğrenirler. Emeklerken, oyun oynarken arkaya bakıp anneyi kontrol etme ihtiyacı duyarlar. Artık annenin bedeninin kendisinden ayrı bir beden olduğunu farketmiştir ve sosyal yönden de iletişim kurmayı geliştirir.Hoşuna giden birşey olduğu zaman gülümser mesela...
10.-17 ay arası özerklik dönemidir. Bu küçük adam ve hanımefendiler yürümeye başaldıklarında özerk olduklarını farkederler. Aynı zamanda yürümeye başladıkları için annenin bedeninden ayrı olduklarının daha da bilincindedirler.Bu yüzden anneler daha sevgi dolu, daha yakın ve daha sıcak bir iletişim içerisine girmelidirler deniyor.Çocuk bu dönemde dünyaya aşık olurmuş. Keşfedecek, öğrenecek çok şey olduğunu görür ve bu aşk ilişkisi anneden ayrılmanın verdiği farkındalıkla bir negativiteye dönüşebilirmiş. Yani çocuk anneye sürekli negatif tepkiler vermeye başlaması düşündürücü boyutta olabilirmiş.
Bu dönemde çocuklarla olan sıcak iletişimin altını iki kere çiziyor uzmanlar. Çünkü bu dönemde çocuğun dünya ile ilgili kurduğu aşk ilişkisi, anneden ayrı olma fakındalığı ile bir hüzne, hayal kırıklığına dönüşebilir. Çocuk çift taraflı bir eğilim içindedir; aşk ve hüzün. Eğer dünya onun için kısıtlayıcı, cıssss dolu, anneden ayrıldığı bir yer olduğu halde yine de eğlenceli ise çocuk dışa döner. Ama aşk ve hüzün ikilemleri ağır basar ve onu çok meşgul ederse içe döner ki; bu otizmin temeli sayılabilir. Bu döneme kadar anne ile sevgi dolu, güven içerisinde bir iletişim olmuşsa sorun yok diyorlar. Ancak bu dönemde yaşanan anne-bebek gerginlikleri otizme neden olabilirmiş.
Anneye her uzandığında ona dokunmak ister bebekler. 1 yaşa kadar bu konuda isteği doyurulmuşsa duygusal yönden sağlıklı bir temel atılmıştır. Yani ilk 1 yıl anne ve bebek birbirinden uzun süreli ayrılmamalıdır. Hatta bebek anneyi her istediğinde anneden olumlu yanıt almalıdır. Güvenli bağlanma gerçekleşmemişse ileride yaşanacak olanları tahmin etmek güç olmamalıdır kanımca.
Ruh sağlığının temel belirleyicisi anne-bebek ,anne-çocuk arasındaki ilişkidir.Eğer kaygılı ve güvensiz bir bağ oluşmuşsa, ileride "ben ve öteki" kavramı ağır basacak, belki de hayatı boyunca anne ile arasında yakın bir ilişki oluşamayabilir.
Bu nedenle ister 1 aylık olsun ister 1 yaşında olsun, bebeğin psikolojik gelişimi için sevgi ve sabır dolu bir ebeveynlik tarzı geliştirmek, sağlıklı bir birey olarak gelişmesi için çok önemlidir.
Bilimsel yönden daha ayrıntılı bilgilere sahip oldukça daha dikkatli adımlar atarak çocuklarımız için en iyisini yapmanın daha kolay olacağını düşünüyorum.
Sevgilerimle
AA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu yazı hakkında ne düşünüyorsan durma, yaz. Haydi yorumla :)