6 Eylül 2010 Pazartesi

Ölüm ...

Ölüm...
Hayatın ve hareketliliğin bittiği an...Yani bu doğum, doğuş,bebek, büyüme, annelik gibi renkli, sıcak ve hareketli yüzün tam tersi.Soğuk ve boz bulanık olan yüzü...

Ne denebilir ki ölüm için? Ne anlatılabilir ki? O kadar sert ve ağır bir şey ki tek başına, kelime olarak bile çok şey ifade ediyor.

Ölüm...

İnsan ne olursa olsun ölümü düşünmeli, arada sırada bile olsa.

Ben kendi ölümümü sıkça düşünen biriyim. Yanlış anlaşılmasın, intihar planlamıyorum. Daha doğrusu öldükten sonrasını sık düşünen biriyim desem daha soğru olur.

Ben ölürsem, insanların arkadamdan ah etmelerini, küfür etmelerini istemem. Bu olgu benim için (biraz sert olsa da) sıkı bir rehberdir.

Yalan söyleyemem,
Yağ çekmem,
Ayıya köprüyü geçinceye kadar dayı demem.
Gerçekleri söylemek için ve doğrularla birlikte dosdoğru yaşamak için kimseye şirin görünmeye çalışmam.
Dalkavukluğum olmaz, olamaz.
Berbat yanlarım vardır elbette ama,
Bizans entrikalarına girmem,
İnsanların yüzüne gülüp arkasından konuşmam,
Seviyorsam seviyorumdur,
Sevmediğim ve onaylamadığım insanlardan uzak dururum.Mecbur değilim ya!!!
Çok mala, paraya tamah etmem,
Varsa şükür, yoksa yine şükür demeye çalışırım.
İlkelerimden vazgeçmem.

Çünkü bütün bunları yapmış yaşamış bir dedenin torunuyum ben. Ne varlığa sevindi ne yokluğa söylendi benim dedem. Çok ilkeli, dürüst ahlaklı insan sevgisi ile yüreği dopdolu biriydi. Nur içinde yatsın.

Öyle biriyidi ki o...Mesela, Eve gelirken sokağın başından itibaren çoluk çocuk kim varsa herkesi selamlar, hal hatır sorardı. Merhabasız biri değildi en başta, yüzü hep gülerdi.Ters gelen, inancına ters düşen birşey varsa tersti işte, o kadar! Hep büyük ve evrensel doğruları seçti kendine anladığım kadarıyla.Yaşadığı gibi inandı ama inandığı gibi yaşamadı.Elinde olanla yetindi, kaprisi, yalanı dolanı yoktu. İş yaparı, çok fazla kar etmek için kandırmazdı, makul olanla kalırdı pazarlıkta.

"Allahım sen benim canımı ayakta gezerken al" derdi. "Ben ölürsem şatafatlı cenaze istemem" gelmeseniz bile olur"derdi.

Ölüm...
Ve tanrı bu sebahatkar ve iyi kalpli kulunun dileğini yerine getirdi. Birgün, çok sağlıklı olduğu birgün öldüğü haberini aldık. Aniden, ama ayakta gezerken değil, alnını dayadığı secdede son nefesini vermişti...Cenazesi öyle kalabalıktı ki... Mış gibi yapan yoktu sanırım.O hiç mış gibi yapmamıştı ki...Zaten olamazdı, bu mümkün değildi. Ektiğini biçtiği bir gündü o gün dedeciğimin.Hiç "mış" gibi yapmamıştı ve gözyaşları yani o sel gibi akan gözyaşları sahte olamazdı.

BÖylesine doğru bir kalbe yakışan bir sondu bu.Ancak ne yazık ki yıllarca şoku üstümüzden atamadık. İyi kalpli dedemiz, iyilik fenerimiz gitmişti. Yalnız ve sessiz kalmıştık hepimiz :(

Eğer ruhu bizi izliyorsa görüyordur nerelerde olduğumuzu. Şahsen ben onun yolunda yürümeyi tercih ettim. Diğer aile üyeleri gibi aslında...Umarım ruhu rahattır, nur içindedir, sevgilerle doludur.

İnsan sonunu düşünmeli derim herzaman.Mesela benim cenazemde sevenlerim olsun isterim.Mış gibi yapanlar gelmese de olur.Zahmet etmesinler. Sağlığımda canımı sıkıp yokluğumda ağlarmış gibi yapıp bu sefer ruhuma eziyet etmesinler.Dostlarım,kardeşlerim olsun,candan sevenlerim olsun, bir fatiha,yeter. Ben sonsuzluğa yükselirken cami avlusunda ikiyüzlülerin kalabalığı olmasa da olur derim.

Bunları niçin mi yazdım? Bir cenaze haberi aldım geçenlerde.Üzüldüm,içim bir garip oldu.Avluda mış gibi yapanlar ve ardından gülenler vardı da ondan... Allah kimseyi bu duruma düşürmesin. Bir cenazenin ardından gülmeyi bana da evlatlarıma da nasip etmesin. Ölen ölmüştür,dava düşmüştür. Merhumla yada merhume ile derdi olan varsın gitsin tedavi olsun!

Ölüm...




Dün güzel melek Nehir sonsuzluğa bıraktı kendisini. Ben sadece ağlayabildim. Sadece gözyaşlarım düşebildi. Başka hiçbirşey yapamadım. Ağladım, ağladım ağladım.

Ata'm kuzum yavrum birtaneme sarılıp koklaya koklaya ağladım.

Bizim yuvamızdan da melekler sonsuzluğa kanat çırpmıştı. Aklıma yine geldiler, o miniklere ana yüreğimce ağladım.

Elimden gelen tek şey bu oldu.

Tıpkı dedemin cenazesinde olduğu gibi.

Ölümle gelen acıya aktı gözyaşlarım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsan durma, yaz. Haydi yorumla :)