Ata' yı daha doğurmamıştım, "bak teribıl tuu diye bir şey var, aman ha, dikkat et" dediler. "O nedir öyle, aman yarabbi! Çok fena olmalı ki daha doğurmadan tembihliyorlar" diye tutuştuğumu hatırlıyorum. Biraz araştırınca 2 yaş yani anal dönem - bağımsızlık evresi sıkıntıları olduğunu gördüm.
Oysa benim doğum, emzirme, gaz, süt, , uyku, beslenme, kilo, bebek bakımı, pişik kremi, banyo ... gibi konularda rahatlamaya ihtiyacım vardı.:)
Uyku konusunda rastladığım en güzel yazılardan birine sevgili Aslı Tür' ün blogunda okumuştum. Oradaki bu şahane yazıyla anneliğim yeni bir rotaya ve plana oturmuştu.
Aslı Tür'e anneliğime ve Ata'ya olan katkılarından dolayı sonsuza dek teşekkür ediyorum.
Daha sonrasında ise Türkiye'deki doğal ebeveynlik öncülerinden Psikolog Nilüfer Devecigil'i izlemeye başaldım. Bir de şu sözü çok işime yaramıştı: Ebeveyn çocuğunu zeki diye algılarsa, çocuğun kendini tecrübesi de zeki olur. Ebeveyn çocuğu ile olmaktan keyif alırsa, o da kendi ile olmaktan keyif alır. Eğer ebeveyn ona ilgi gösterir, onla neşe duyar ve onu severse; çocukta kendini ilginç, neşe veren, ve sevilen biri olarak algılar. Onların kendilerini tanıma tecrübesi, bizim onlarla olan ilişkilerimizde saklı
Onca şeyin özeti şuydu: "bebek doğduğu andan itibaren bol bol kucaklanacak. Kucağa alıştırılacak. Bol bol emzirilecek. Bebeğe saygılı olunacak, işaretleri iyi okunacak, çocuk oluncaysa zıtlaşılmayacaktı."
Zaten böyle yapınca asabi bir karakter yerine uyumlu, sakin, ne istediğini bilen biri olarak temelini oluşturacaktı.
Netekim öyle de oldu.
Ata bir kucak bebeği. Annesi yorgan döşek hasta olana kadar emdi;19 ay. Annesiyle uyudu, sık sık kucaklandı, yeri geldi kucaktan inmedi, indirilmedi. "Uslu, sakin, akıllı, zeki, ne istediğini bilir benim oğlum" şeklinde bir algıyla yaklaştım. Bebeğimi kurallar yığınıyla yetiştirdiğimi sanıp içini daraltmak yerine sade ve derin bir ilişki kurmayı denedim.
Sanırım bazı şeyleri başardım, başardık.
Şimdi sevgili Deli Anne'ciğimin de yorumladığı gibi"teribıl tuu" zamanı aslında. Ve dediklerinde yerden göğe kadar haklı. Ata' yı inceleyince şunu söyleyebilirim: İki yaş krizleri geçirmemesinin, asabi olmamasının ve gerilmemesinin alt nedenleri işte yukarıda saydıklarım. Bir de Ata'ya yalan atıp,yanıt vermem gerektiğinde sallamadım hiç. Neyse konu kısa ve net cümlelerle anlattım. Gördü ki anne-baba onu ciddiye alıp sakin sakin konuşmayı deniyor, şimdilerde o da aynısını denemeye çalışıyor o küçücük kalbiyle.
Minik kuzum benim :)
Kızmıyor mu, evet. E ama haklı, kim kızmıyor ki? Arada olacak haliyle. Bu tür durumlarda Harvey Karp'ın notlarını sık sık gözden geçiriyorum. Şu fast food kuralı çok işe yarar birşey.
Hani arkadaşımıza derdimizi anlatıp anlatıp sonunda "amaaan takma kafana boşver" gibi laflar duyunca moralimiz bozulur,kendimizi hafife alınmış hissederiz ya... Hah! işte çocuklara bunu yapmamak lazım. Bu küçük hanımları ve beyleri hafife almamak lazım. Yaşı, ayı, günü ne olursa olsun. Anında anlayış anında empati şart üstüne şart. İşte bu yüzden fast food kuralı çok işe yarar bir durum.
Bir örnek:
"Ata servis kaşığıyla çorbasını içmek istiyor"(Anne bunu en az 10 kere tekrar eder). Deli gibi süren bu tekrarın ardından Ata gevşer bir şekilde kaşığı bırakır.
Ağlama anında her neye ağlıyorsa o isteğini sıkça tekrar edip anladığımı söylerken daha az yorulduğumuzu hissediyorum. Kucağıma alıp sırtını okşuyorum. Bır bır bır bır konuşup o gergin haliyle çocuğun kafasını şişirmiyorum. Susuyorum, ağlamasını dinliyorum. Uzun nutuklar, durumu açıklamaya çalışmalar filan pek yok hayatımızda.
Yani özetle: bana yapılmasını istemediğim şeyleri oğluma yapmıyor, yapılmasını istediğim, beklediğim şeyleri ise olabildiğince uygulamaya çalışıyorum.
Hatalarım yok mu?
Dolu...
Ama,ancak ben ne istediğimi ve Ata' nın ne istediğini iyi biliyorum.
Gerisi teferruat :)
Ata kaç aylıkken işe başladınız acaba? Alakasız bir soru oldu ama :)
YanıtlaSilBaşladı mı sizde terible two? Bizim daha zamanımız var gibi sanki. Bazı çocuklarda 2,5 yaşında filan başlıyormuş. Benim kız sakin şimdilik...
YanıtlaSilEylül Naz 22 aylık ve bu teribble two numarasıyla henüz pek tanışamadık.yazdıklarına katılıyorum,sarılmak işi kolaylaştırıyor.yumurcakçayı ev içinde uygulayabiliyorum ama dışarıda ıhh ıhh :)
YanıtlaSilyeni keşfettim sizi :) yazdıklarınıza katılmamak elde değil, ben de oğlumu böyle yetiştirdim şimdi elimde bir de ufak kız var aynı anlayışla onu kucaklıyorum. Hatalar tabiki tapıyoruz ama kilit nokta yapılmasını istemediğiniz şeyi yapmamak sanırım.
YanıtlaSilAylinim neredesin ???
YanıtlaSil