17 Ağustos 2010 Salı

Tatilden anne-bebek manzaraları VOL.II

Ah sevgili okurlarım ah!
Tamam Egeliyiz,Akdenizliyiz, tez canlı, telşalı, heyecanlıyız ama kabul edelim biraz da düşüncesiziz işte.

Yine otelin bilumum köşelerinde gözüme çarpan hatta gözüme giren şeyleri aktarmaya devam edeceğim.

2 yaş civarı biz kız çocuğu lobiden içeri girerken çok şiddetli bir şekilde ağlıyordu. Ama annede tık yok, sanki duymuyordu.Yürümeye devam ederlerken kızı sürüklemeye başladı asansöre doğru. Pardon size bir uçan tekme atabilir miyim? diyesim geldi.Ama diyemedim tabi.İçimden küfür etmem ben. Direk adamın suratına söylerim ne demem gerekiyorsa.Uzak olmalarından dolayı söylenmemi de duyamazlardı.Zaten ağlama sesinden başka hiiiiiiiiç birşey duyulmuyordu. Neyse...Anne sürükleye sürükleye çocuğunu asansöre bindirdi. Biraz da tartakladı.AFERİN!!!
Demek ki bu anneye de zamanında onun annesi böyle yapmış. Bravo, ağlatın hep böyle bebelerinizi, hiç duymayın seslerini.Konuşmaya çalışmayın, anlatmaya uğraşmayın. Hiç iletişiminiz olmasın.

Sonra okula başladığında
Uyumsuz,
Hiperaktif,
Agresif,
Ders çalışmayan,
Bilmem ne bilmem ne şikayetleri ile bize gelmeyin. Hepsinin sebebi bu ağlama nöbetlerinde annenin-ebeveynlerin yardımcı olmaması.
Çocukla inatlaşmak ise daha bela birşey.Ergenlikte görürsünüz siz! Hiç dinlemeyecek sizi, aynısını size yapmak isteyecek hatta.

Bu tür anneler biraz düşüncelilik etse, empati kursa "ben olsam bana iyi ve yumuşak davranılmasını isterdim" dese problem kalmayacak.


Gelelim başka bir olaya.

Katta asansör bekliyoruz Ata ile,bir baba ve 2 çocuğu da bekliyor... Siz buyrun önce, biz bekleriz dedim.Asansöre yerleşirlerken minik oğlan oradan bir düğmeye bastı. 2 metre boyunda 5 metre eninde olan baba ise çocuğa anında bir yumruk vurdu ( kafasına)o sırada kapı kapandı.Seslerden anladığım kadarıyla çocuk yere düştü. Boşluktan "kalk ulan", "yine çakarım haa!" sesleri yükseliyordu.

Orada öylece çakılıp kalan ben, epey bir zaman sonra kendime gelebildim.Annesi orada olsa acaba o olay böyle gerçekleşebilir miydi? Yüreği hiç mı sızlamadı acaba diye düşündüm durdum.
Yine başka bir anektot!
Bebek arabasında sürekli volta atan bebeği her gördüğümde seviyordum. Annesiyle sık sık laflıyorduk ta. Sonra birgün ”annesi havuza sokmamı istemiyor “ geçen sene hasta oldu dedi.Haydaaa, pot kırdım, tüh derken, kadın bebeğin dadısı çıktı.Ama o kadar annesi gibiydi ki şaşırdım kaldım. 1-2 gün sonra annesiyle müşerref olduk. Dadısından daha uzaktı hatta çok soğuktu. Belki depresyondadır, tatile ondan gelmiştir dedim. Ama sonra anladım ki ablanın durumu kronik. Dadı,annanne ve teyze bebeği oyalıyor o ise sere serpe güneşlenip yüzüyordu gün boyu. PES!!!!
Güzel şeyler de vardı.
Anne kızıyla tavla oynarken, baba 3 aylık minik bebeği kucağına alıp ona şarkı söylüyordu.Şakalaşıyordu bol bol. Bebeğin gülücükleri herkesi mest etmişti. O aile zaten acayip sıcaktı, çok tatlıydılar. Helal olsun böyle anne-babalara. Baba üşenmeden, gücenmeden bebeğine çok yakın ve sıcak bir ilgi gösteriyordu. Mutlu bebeğin kıkırdamalarını yine duyar gibi oluyorum.

Şimdi yazıma son vermem lazım. Çünkü yavrucan beni bekler.

Sevgiler

4 yorum:

  1. bu seri güzelmiş ama anlatılanlar çok acı...son aile dışında.

    YanıtlaSil
  2. Sorma Açalya :( Çok acı çok...

    YanıtlaSil
  3. insan neler görüyor, son aileyi sevdim, keşke her anne baba öyle olsa:))

    YanıtlaSil
  4. Keşke cici ve bilinçli aileler çoğalsa.

    YanıtlaSil

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsan durma, yaz. Haydi yorumla :)