3 Ağustos 2010 Salı

O kendini ne sanır???

O kendini anne sanır... Umurunda mıdır bebeğinin gözyaşı?

Önemli olan iştir, kariyerdir,dinç ve bakımlı görünmektir, ev temizliğidir, el alem ne der'dir. Onun derdi budur. Etraflı ve derin düşünmediği için; sildiği yok ettiği şeyin evladı olduğunu görmez, göremez.Yoksundur çünkü gönül gözünden.



Aslında bencildir o .



Hep sorunları vardır, hep onun ağırdır yükü. Taşıyamadığı için ilk fırsatta çocuğunu atarlar uçtuğu renkli balondan, irtifa kaybetmemek için. Bebeği kreşlerde büyür, geceleri annannesinin yanında uyur, bazısına devlet baba analık eder, sokakta donmasın diye...



Annesi ölenin acısı büyüktür, kocamandır. Allah kimseleri annesiz bırakmasın.



Ama bir de annesi olup, her allahın günü canı yanan, ezilen, dövülen, yok sayılan, saygısızlığa, hakarete, tacize, ihmale, istismara uğrayanların acısı daha elimdir. Parça parça etler kopar sanki onların bağrından.



Ahhhh anne ahhhh! Ahhh annecim ahhh diye ağlardı bir çocuk! Hiç unutmam gözyaşlarını.

Kara gözlerinden süzülen damlaları yaşadığı bin yıllık derin bir acıdan gelir gibiydi. Kim taşırdı ki onca yükü bu küçücük omuzlarla? Kim sığdırırdı ki onca acıyı o minicik yüreğe? O minicik ellerini saran şefkat dolu, sıcacık bir anne eli arardı gözleri... Anne ardına bakmadan çekip giderken, herşeye rağmen "anneciğim, bırakma, anneciğim nolur yalvarırım bırakma beni" diye haykırırdı, gökyüzü gibi ağlarken. Ama sesi duylmazdı giden tarafından, çoktan silinmişti sesler henüz o haykırmadan...Sonra yavaşça düşerdi başı öne doğru, omuzları düşer, ayak ucuna bakıp bu sefer gözyaşlarını silmeye uğraşırdı, yaşamak uğruna...



Çekip giden mi? O, o, o annedir, varlıktır, yücedir ama bırakıp gittiğinden beri bir yüreğin sonsuz acı dolu deliğidir ve kulağında yavrusunun sesi, gönlünde izi, teninde kokusu olmadan trene binip gitmiştir çoktan...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsan durma, yaz. Haydi yorumla :)