Footoğraf:Çağatay Atasağun
Düşündüm şöyle bir kendi kendime...Tabi zor gelir, doğumdan sonra tek başına bir sürü işe koşmak dedim içimden. Bebek bakımı başlı başına çok zor bir iş. Ev işi, yemek, ütü, çamaşır, temizlik vesaire bunları da üzerine ekleyince yeni doğum yapmış moderne annenin çıldırmaması içten değildir. Çünkü bu moderne anne ilkokulu bitirdikten sonra Anadolu Lisesi Sınavlarına hazırlanmıştır. Oyun çağında, o daha çocuk denerek, annesi tarafından mutfağa sokulmamış, ufak tefek sorumluluklarla geçiştirilmiştir mutfakla tanışma dönemi. Sonra da ÖSS'ye hazırlık dönemi var... ÖSS hazırlıkları ise orta sonra başalmış lise 3 e kadar devam etmiştir. En az 4 yıl yani. Üniversiteyi kazanınca ise vize ve finallerin derdinde ömrünü yemiştir. Yaz tatilleri ise "amaaaan, tatil yapsın çocuklar, ne işi, ne evi, nasıl olsa büyüyünce yapacaklar" sözleriyle plaj voleybolları, turlar, tarihi yerlere geziler, pijama partileri, sinema-çarşı gezmeleriyle geçip gitmiştir".
Üniversite dönemindeki hayatına ise kadın dergilerindeki ışıltılı fotoğraflar, kuaför randevuları, bakım seansları, formda olmak için gidilen spor salonları, diyetler ve indirimdeki markalar, AVM gezmeler, sinema, parti ve tatiller ağırlığını koymuştur ; vize-final dönemleri hariç :)
Bekarlıkta kendi sorumluluğu ile yaşamını sürdürüp, evlenince gerçekten sorumluluk almaya başlamıştır günümüzün modern annesi.
Üniversitedeyken diline dolanan " çocukta yaparım kariyer de..." şarkısı o dönemlerde "kolay" gibi gözüne görünmüş, gün gelip doğurunca ve yalnız kalınca esas "olay" ortaya çıkmıştır.
Daha eline herhangi bir bebek almadan kendi bebeğine bakmak durumundadır, kariyer sahibi anne.
İşte ondan söyleniyor, mızmızlanıyor şimdiki anneler. Kızım okusun, büyük "adam(?)"olsun diyen anneler büyüttü bizi. İster okumuş, ister okuyamamış olsun, annelerimiz ağır ev işi, çocuk, iş ve hayat yükü altında ezildiği için bizler ezilmeyelim istediler. Sistem de kadını yalnız ama güçlü imaja büründürünce olan lohusalık dönemindeki "modern" anneye oldu.
Dadılar arandı, temizliğe yardımcı çağrıldı, babanneler "ben bakmam" dedi, annanneler "idare etti". Patron süt izni vermedi, direnince işten çıkardı, koca durumu anladı yada anlamadı ama cılız kaldı annenin beklediği ilginin karşısında yaptıkları-söyledikleri.Gündüz ev doldu taştı, gece anne bebeğiyle- kaderiyle başbaşaydı. Herkes karıştı, akıl verdi ama kimse "hadi ver bebeği bana çık biraz dolan gel" demedi doktora sahibi anneye. O kadın ki hayatında ilk defa 45 gün evde "hapisti".
Kimisi, "ben evlenemedim,o evlendi, ah bir de üstüne doğurmuş" diye kıskandı, yeni anne bu gerzekçe kıskançlığı anlayamadı. Bekar ve kariyerli kadınlarca dışlandı, arkadaşlarından uzaklaştı, evde pijaması üniforma, terliği yaveri oldu çıktı.
Dizisi gaz çıkarma, filmi reflü oldu. Rüya görmek kısa film izlemek gibiydi, hiçbir şey anlamadan kalkılan...
Modern anne bebeğini büyüttü, ne garip,salonu doldu taştı >"oynamaya geldik" diyenlerle. Kendine güven geldi, algısı değişti, hayatı daha başka yaşar oldu, vesaire.
İşine döndü, bebeğiyle aynı anda büyütürüm sandığı kariyerine...
çok güzel anlatmışsınız,elinize sağlık,ben çalışma hayatına tam anlamıyla dönemeyenlerdenim malesef :(
YanıtlaSilHayatımı okudum sanki satırlarınızda, elinize sağlık çok güzel anlatmışsınız biz kariyer yapmaya çalışan anneleri,yalnız olmadığını bilmek insanı biraz rahatlatıyor. Teşekkürler.
YanıtlaSilBaşlık şöyle olmalıydı: ''Çocuk da yaptık kariyer de...''
YanıtlaSilBahar
Umarım bir gün çalışma yaşamına dönersiniz :) Sevgiler
YanıtlaSilBeğenmenize sevindim sevgili Türkan.Yalnız değiliz, evet. KEşke herkes yazsa naler yaşadığını, ne hikayeler çıkacak ortaya, öyle dğil mi? SEvgiler
YanıtlaSilDüzeltme için çok teşekkür ederim Bahar.Sevgiler
YanıtlaSil