8 Ocak 2011 Cumartesi

Süper Anne Olmak (?) ve Hojgeldin 2 yaj sendromu



Sanki bugün farklı mıydı? dersem yalan olur. Evet farklıydı, hem de küçük ama çok önemli bir fark vardı.

Bu sabah faranjiti tavan yapmış, saçı başı dağılmış, ateşi çıkmış, pelte gibi olmuş bir anne olarak uyandım. "Ne yapacağım acaba" derken Ata uyandı. Emme, sabah kıkırdaşmaları derken, sürünerek elimi yüzümü zor yıkadım. Son enerjimle mutfağa ilerledim ki, kocacığım sağ olsun, kahvaltıyı çoktan hazırlamış :) Ne dua ettim ama...

Sabah kahvaltımız, müziğimiz derken iyice ağırlaştım. Bir de baktım uyumuşum ve evde kimse yok. 1 saat kadar sessizliği üzerime örtüp dinlendim ki bu bana ilaçtan öte fayda etti.Ata'cığım gelip sabah uykusuna yatınca ev işlerini bir çırpıda hallettiğim için pek mutlu oldum. Kendime baskı yapmayıp "amaaaaaaan salla kızım Aylin, olduğu kadar" deyince epey gevşedim ve mutlu mesut bahtiyar bir şekilde güne devam ettim.

Sonra Ata'cığımla pili bitene kadar oynadık. Bir ara babasıyla sahile inip koşturup tepiştiler. Oh! ne kadar sinir stresi varsa gitti kuzumun.

İşte bugünün en büyük farkı buydu; Ata acayip huzurluydu. Biliyordu işte bir şekilde "anne burada", "anne abece'ye gitmeyecek", "anne ile akşama kadar oyun oynayacak, şakalaşacak". Saatleri bilmiyor, günleri bilmiyor ama bir şekilde hissediyor işte günün nasıl geçeceğini ve annenin nerede olacağını.

Çalışan her annenin çocuğunda oluyor böyle sinir stres zamanları belki de. Çalışma saatlerim değiştiğinden ve annannesiyle dedesi İzmir'e gittiğinden beri biraz asabiydik biz.

Harvey Karp'ın notlarını hatmettik. (Özge'ye bir kez daha teşekkürler.)

Sakin sakin konuşmadık mesela o asabiyken. Hafiften ben de yükselttim sesimi.
Anında ilgisini başka yöne çekmedik.
Sakinleşince başka şeylere yöneldik.
Bir şeye inat ettiğinde biz de inatlaşmadık, sessiz kaldık. İşi abartırsa tatlı sert yaptık kendimizi.
Bu "fast food" kuralı süper birşey. Yani çocuklar için acayip işe yarıyor. Şimdi örneğin, biz ağlansak sızlansak bir arkadaşımıza ve o bize "seni anlıyorum" demek yerine öğüt verse... Ne sinir değil mi? İşte yetişkinlerin en büyük hatası bu çocuklarına karşı. Öğretmenlerin de... Hemen ahkam, hemen öğüt yada hemen azar.

Hocamız Prof.Dr.Üstün Dökmen "Bir çocuk eline taş alıp cama yönelmek istese bile, cama taş atmak istiyorsun deyin" derdi. "Anlaşıldığını ve kendisine ayna tutulduğunu görünce gevşer ve daha da sakinleşir" derdi.Sadece sakinleşmek için idealdir diye anlatmıyorum. Herzaman herkeste işe yarayabilir. İşte bu davranış gerçeğinin fast food uyarlaması süper.

Geçenlerde Ata eline viledayı almış bir güzel yerleri paspas etmek istedi (bunları ayrıca anlatacağım, hergün bir temizlik badiresi var evde çünkü :) Baktım artık elini sürüyor, sürdüğü elini ağzına götürüyor, tatlı sert elinden almak istedim. Tamam, çok kötü bir girişim oldu Ata için ama genişlik de bir yere kadar. N'oldu??? Tabi ki çıldırdı. "Ata paspas yapmak istiyor", "Ata onu geri istiyor" dedikçe ağlama şiddeti azalıverdi. Sakinleşince arabasına yöneldik, oynamaya başladık ve onu kucaklayıp koklaya koklaya öptüm :)

Bir örnek de mutfaktan. Yemek yaparken bacağıma yapışarak kucağına almamı istedi, sonunda aldım. Bu sefer tencereye uzanıp yemeği karıştırmak isteyen küçük yamak tehlikeli bir şey yaptığını fark etti ama kendince taviz vermedi. Hemen oradan uzaklaşınca yırttı kendini. Oradan uzaklaşırken "Ata mama yapmak istiyor" diye diye çıktım mutfaktan. Ağladı ağladı ağladı... Sonra sakinleşti. Gidip aynaya dil çıkarıp mööööö deyince sıkı sıkı sarıldım ona yine.

Canım benim ya! :)

Kızmıyorum ona...

Annesini hep ama hep yanında istiyor, her çocuk gibi ve tabi ki her çocuk gibi yerden göğe kadar haklı. Hep onunla ilgilenilsin, oyun oynansın, dışarıda gezilsin, şakalaşılsın, gülüşülsün, kıkırdaşılsın... Bunu herkes ister. Niye Ata istemesin ki?

Yarı zamanlı çalıştığım halde yokluğum etkisini gösteriyor. Baba ile babanne ve aile dostlarımızla harika zaman geçiriyor ama akşam eve gelince soruyor hesabını! Neredeydin anne? Başlıyor mızırdanmaya, ağlamaya, sinirlenmeye.

Eee, ben de anneme yapardım aynısını o okuldan gelince. Hem insan candan sevdiklerine böyle ağlar sızlanır, öyle değil mi ya!

Abartmayayım, annesini istemek her çocuğun hakkıdır diyor bu upuzun yazıya bir son veriyorum :)))

6 yorum:

  1. Öncelikle hala emzirdiğin için tebrik ederim benim cadılar 6 aylıkken kendileri bıraktılar takviyeolarak mama vermek zorunda olduğum için biberon rahatlığına alışmışlardı ama çok isterdim devam etmelerini öyle güzel bir duygu ki.41 kere maşallah.
    Faranjite doğru ilerlemiş sanırım rahatsızlığın çok geçmiş olsun tekrar bal zencefil ikilisi iyi geliyor bir de ilaç tavsiye etmeyi pek sevmem ama bu toz şeklinde olan Tylol Hot diye bir ilaç var mutlaka duymuşsundur o da rahatlatıyor bir dene istersen.
    Çocuklar annelerini her daim gözünün önünde görmek istiyor hele ki erkek çocukları onlar anneye daha bir aşık:)Biz de baba oluyor aynı duruma maruz kalan garip bir şekilde o gün onun evde olacağını hissediyorlar benim se çöpüatmak için bile olsa çıkış iznim yok:))
    Akşam akşam çenem düştü galiba:)
    İyi pazarlar iyi dinlenmeler..

    YanıtlaSil
  2. Çok hoş bir yazıydı ,keyifle okudum.Üstün beyin hayranıyım neredeyse.Bir çok söyleşisine katıldım , odasına geldiğinde çayını istemek için nasıl keyifle çaycının yanına gittiğine şahit oldum.Bu sözlerde bana ışık oldu yeni yeni baştan...İletişim kurmak istiyoruz ama bazen yollarımız sapıyor ama gitmek istediğimiz yer hep aynı.Onlarında birey olduğunu hatırladığımda daha iyi iletişim kuruyorum gerçektende...İyi akşamlar

    YanıtlaSil
  3. Ödülün ve mimin var canım beklerim:)

    YanıtlaSil
  4. Aylincim, valal ben biraz kastım 16. ay bitti hala emzirmeye devam. Çok şükür ve nazarlardan saklasın...
    Emzirdiğim için minoset vb gibi şeyler kullanabiliyorum, ço kteşekkür ederim önerin için.Ata ile acayip bir aş kyaşıyoruz :) Allah a emanet. Ço ksevgiler

    YanıtlaSil
  5. @İçimizdekikarnaval, Işık olmasına ço ksevindim hocamın verdiği tüyonun.

    Çok sevgiler :)

    Aylin

    YanıtlaSil
  6. Ödül için teşekkür ederim Aylinciğim.

    YanıtlaSil

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsan durma, yaz. Haydi yorumla :)