29 Ocak 2011 Cumartesi

Sebzeli Makarna iştah mı açıyor?


Başlık sebzeli makarna ama içinde olanlarla birlikte yazılmaya kalktığımızda havuçlu, kerevizli, domatesli, biberli .... makarna olacağı için kısa kestim "Aydın havası" oldu :) Çok da başarılı olunca "hadi yazayım" dedim.

Gece saat 1 ve ben oturmuşum yemek tarifi yazıyorum şu anda. İki şey düşünüyorum. Birincisi ; "Deli miyim, yatıp uyusam ya!"
İkincisi; "Allahım bu ben miyim" :)))

Bu saatte hiçbir kuvvet bana iş buyurup yaptıramazken, özene bezene tarif yazmaya niyetlenen kendimi alkışlıyorum. Bunun en az on tane sebebi vardır herhalde. Aklıma gelenler:
- Çok güzel oldu, paylaşayım ki güzellikler artsın, hahahahaha :)
- Makarna seven bebelere sebze kültürü ve sevgi aşılamak için iyi bir yol olabilir.
- Ata gibi diş çıkarma döneminde olup, mızır mızır mızırdanan ve annesine kök söktüren afacanları doyurma konusunda cinnete hazır annelere belki bir nebze yardımım olur.
- Yazıyorum, rahatlıyorum... vb.gibi

Bu arada yukarıdaki 4 maddenin tamamı benim. Benim hayatım, benim bakış açım, hatta benim çektiklerim ve rahatladığım şeyler... :)))

Ata diş çıkarıyor ve son derece keyifsiz. Mız mız mız! Öyle ki rüyamda bile mızırdanış sesleri var. Tabi uyuyabilirsem. Yemeyen, haliyle uyuyamayan bir çocuk, sürekli paçamı çekiştirip "amini-amini-amini" (al beni-al beni-al beni )nakaratı, hiçbir işini doğru düzgün yapamayan ben, yemek dahi yapmakta zorlanan, yapsa da yediremeyen ben, sonunda bugün 2 dakika nefes alacak zaman bulup bu makarnayı yaptım ve ATA YEDİ!!!! :)))

Ata yedi.
Ata yemek yedi.
Ata makarnasını yedi.
Hem de tamamını! :)
Çok ızdırabı var yavrumun, belli ki çok canı yanıyor ama o yemeyince ben kendimi öyle kötü hissediyorum ki... :( Eminim herkes böyle hissediyordur.

Öyle ki son 1 haftadır ne yemek ne uyku ne neşe ne de keyif... Hiçbiri bu adreste yoktu. Şimdi bu makarnayı yemiş ve uyumuş bir çocuğun annesi olarak, tarifi paylaşmayayım da ne yapayım. Bu saatte bile olsa, yazmayayım da ne yapayım a dostlar! :)))

Tamam, tamam; sadede geliyorum :)

Bir tane soğanı incecik, minicik doğradım. Zeytinyağıyla 1-2 dakika kavurdum (normalde yapmam ama bu kokunun Ata' nın iştahını iyice açacağını düşündüm ve sanki öyle oldu )Bir diş sarımsak attım. Bunlar kısık ateşte kaynaşırken bir havucu tavla zarı kıvamında doğradım. Attım tencereye bir güzel kavurdum. Onlarda kaynaşıp yenileri beklerken 1 tane kerevizi yine tavla zarı şeklinde doğrayarak attım. Sonracığıma ayrı bir tencerede makarnayı haşlamıştım ki, baktım olmuş, onu da tencereye attım. Yine karıştırırken 400 gr kadar domatesi minik minik doğrayarak ekledim. Derin dondurucuda bekleyen yaz aylarından kalma biberleri de ekleyince, mmmmmmmmmmmmmmm, missssssss gibi oldu :) Tuz filan yok, zaten gerek de yok ama belki bir çay kaşığı tuz olabilir.

Servis yaparken üzerine kaşar rendeledim; Üfffff üfffff üffff! :) Ata yemesin de ne yapsın şimdi :) Ev halkı sildi süpürdü tabağındakileri ;) OLEY! Zafer benimdir! :)))

Bunu yazın patlıcanlı ve her mevsim kıymalı olarak da deneyebiliriz sanırım.

Nice zafer bayraklarına :)))

Afiyet olsun.

Sevgiler

1 yorum:

  1. Benzer bir yemeği kuskus makarnası ile yapıyorum, Ela da bayılıyor. Kereviz yerine brokoli koyuyorum. Hafifçe kavurduktan sonra kuskusu ve et suyunu ekliyorum. Suyu tamamen çekecek pilav gibi. Her seferinde ayıla bayıla yiyor benimki :=)

    YanıtlaSil

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsan durma, yaz. Haydi yorumla :)